Neolitik dönemle birlikte, kadının
tanrıçalık makamında başlayan gerileme, onun tapınak üzerindeki otoritesini
zayıflatmış; neolitik çobanların tapınakta biriken artı-ürünün korumasını
üstlenmesinden sonra, neolitik çiftçilerin tüm değerlerinin yavaş yavaş çoban
toplulukların egemenliğine girmesine neden olmuştur.
Bu süreçle başladığına inanılan
kadının ikincilliğe itiliş hikâyesi, daha sonraları tapınağın ve artı-ürünün
sahibi olan kadın cinsini, bir meta olarak tapınağa hapsetmesiyle devam
etmiştir.
İşte bu anlamda, erkek egemen dilde,
kadının para karşılığı çiftleşmesi “tarihin en eski mesleği” olarak
simgeleşmiştir.
***
Erk(ek)’in bir sermaye aracı olarak
gördüğü kadın, bu gün en ikiyüzlü söylemlerle tanımlanarak, sosyal hayatta,
yine erk(ek) tarafından ona uygun görülen yeri almıştır.
Dünya ölçeğinde ikincil konumunu
sürdüren kadın, yeryüzü cennetinin, tüm tek tanrılı dinlerde işaret edilen
günahkârı hala…
Erkeği kandıran Havva…
Mitolojinin ve Teolojinin üzerine
kurgulandığı, her dönemde yeniden üretilen ve konumunda hiçbir iyileştirmenin
söz konusu olmadığı, yeryüzünün en belalı yaratığı…
***
Durum böyle Erk(ek) algıda…
O halde, “tarihin en eski mesleği”
olarak realize edilen bu iş kurumsallaşmalı, daha temiz, daha kontrollü olarak
hemcinslerin gönülleri hoş edilmeli(!)…
Hem keyif, hem de iş, nasıl olsa kadın
bedeni ticaret aracı, algısı-vergisiyle…
Bu ticaret erbabının cinsiyeti pek de
önemli değil bu durumda; önemli olan bu zihniyetin devletler nezdinde kabul
görmesi…
***
Daha yeni bir haftaya başlarken neden
yazma gereği duydum bunları?
Canınızı sıkmış olmalıyım…
Hiç aklımdan çıkmayan, aldığım her
solukta tüm hücrelerimle hissettiğim bu cins ayrımcılığı yarası kanıyor işte
zaman zaman…
Balıkesir’deki genelev ne zaman gündeme
gelse dizginlenemez bir anlama ve anlamlandırma süreci yaşıyorum her seferinde.
Efendim, genelev nereye
taşınmalıymış?
Oraya mı yoksa şuraya mı?
“Kaldırılması sosyal patlamalara
neden olur”muş, “toplumun dengesini sağlayan yerler”miş buralar…
Yok ya!
Dünya erkek cinsinin keyfi üzerinde
mi dönüyor, ille de bu tür bir kefiy almak zorundalar mı?
Bu çağda, bu teknolojiyle, bu
iletişim ağıyla ne alaka?
Zaten tüm olanaklar bu cinsin
hizmetine sunulmuş, olmayıversin genelev denilen kârhane de?
***
Bir gün mutlaka silinecek bu sözcük
yeryüzünden; “genelev” zihniyeti kalmayacak insan hafızamızda.
Bu küçücük coğrafyadan başlayalım
silmeye bunu, örnek olalım ülkeye.
Bir ilki başlatalım Başkan Uğur’la…
Kaldıralım şu evi sonsuza dek bu
kentten!
Yeri anılarımızda kalsın, acıtan
yanıyla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder