YEREL
BASIN, YAYGIN BASININ MUTFAĞIDIR...
Dün söz etmiştim
manipülasyondan ve basını bekleyen tehlikelerden. Örneklerle açıklamış, bir iki
yazarın görüşlerine yer vermiştim.
Ulusal basın diye
nitelendirilen yaygın basın için her zaman bu tehlikenin varlığı genel kabul
gören bir yaklaşım. Çünkü toplumsal kontrolün çok zayıf olduğu, birbirini
tanımayan, dağınık bir okur kitlesine sahip.
Aynı zamanda iç ve dış
politikanın, ekonomik gidişatın ve bilumum dengelerin içinde. Yani merkezde...
***
Yerel basın ise;
toplumsal kontrolü her an ensesinde hissettiğinden oto-kontrol mekanizmasını
terk edemez..
Herkesin birbirinin
sülalesini tanıdığı bir çevre ile derli toplu bir okur kitlesine sahip. İç ve
dış politika ile ekonomik-sosyal-kültürel faaliyetlere ilişkin verileri,
merkezin taşra kurumları aracılığıyla sayfalarına taşır.
Aynı zamanda da yaygın
basına buralardan veriler taşıyarak, mutfak görevini en iyi şekilde üstlenir.
Kısaca hem yerele hizmet
eder, hem de geneli besler.
***
Hafta sonu yapılan EKK
kongresinde, Erol Ayvaz; bir basın çalışanı, bir gazeteci tarafından kendisine
şantaj yapıldığını söylemiş. Salonda bulunan gazeteciler, bu şantajcının kim
olduğunu söylemesini, Balıkesir Basını olarak herkesin zan altında
bırakılmamasını istemişler. Çok da doğru bir tavır sergilemişler.
Aslına bakarsanız, tüm
gazeteciler, bu kişinin kim olduğunu üç aşağı beş yukarı kestirmişlerdir. Çünkü
dedim ya; yerelde herkes birbirini tanır. Kimin nasıl davranacağını da bilir.
Böyle kişiler, hemen yalnızlaştırılarak, camiaya zarar vermesinin
önüne geçilir. Nasıl ki mutfakta en küçük bir hata yemeğin tadını ve kalitesini
bozarsa; yerel basında da bu böyledir. Hem yemeğin tadı kaçar, hem de kalitesi
bozulur...
***
Yerel basın
desteklenmeli...
Yerel basın
güçlendirilmeli...
Yerel basının sıkıntıları giderilmeli...
Nasıl ki, bazı sektörler
devlet desteği alıyor, ihtiyaçlarını bir takım indirimlerle sağlıyorlarsa,
yerel basına da böyle bir destek yapılmalı...
Tavuk üreticilerine,
yaşadıkları mağduriyetten dolayı nasıl kolaylık sağlandıysa ya da ne bileyim
pamuk üreticileri, pancar üreticilerine destek alımları yapılıyorsa, yerel
basına da böyle bir destek sağlanmalı.
Çünkü yerel basın,
bilginin dolaşımında, bilginin yaygınlaşmasında önemli bir yere sahip...
***
Şimdi diyeceksiniz ki
nerede pay, orada kavga; nerede para orada kayırma...
Haklı olabilirsiniz ama
bu yargının ortadan kalkması için ne yapılması konusunda kafa yorabilirsiniz...
Bu konuda ben biraz kafa
yoranlardanım.
Bilindiği gibi, ülke
genelinde her ilde en az iki tane gazete çıkıyor olsa; (batı illerinde bu sayı
10’larla ifade ediliyor) Şöyle bir aritmetiksel hesaplama yapıldığında; 81 ilde
2 gazeteden toplam 162 gazete; 4 gazeteden 324 gazete eder. Bu sayı gerçek bir
saptamayı yansıtmasa da bu iş kolunun ne kadar büyük olduğunu göstermeye yeter.
(Eldeki son verilere göre ülke genelinde 800 küsur gazete yayımlanmaktadır.)
Bilindiği gibi, yerel
basın Resmi İlanları yayımlama konusunda yetkilendirilmiş, böylece, az da olsa
devlet desteğini almış; Resmi İlanların dağıtımındaki kriterler de yerel basını
daha kaliteli olmaya teşvik etmiştir.
İlanların dağıtımı,
yasalara uygun olarak yapıldığı takdirde; (yani puanlama esasları göz önünde
bulundurularak) ne şaibe ne de kavga olur. Ne hediye alındığı, ne bazı
gazetelere taviz verildiği, ne de haksız dağıtımdan pay elde edildiği
konuşulur,..
Dolayısıyla, ne pay
dağıtan ne de pay alan zan altında kalır.
Bir yerelde çıkan tüm
gazetelere puanları göz ardı edilerek, eşit şekilde resmi ilan dağıtmak,
eşitsiz bir durum yarattığı gibi, kaliteyi düşürmeyi de teşvik eden bir durumu
beraberinde getirir.
O halde, şeffaf devlet
politikası gereği yapılması gereken; bir ile bir ayda giren resmi ilan sayısı
ve bedelini gösterir çizelgenin; hangi gazetelerin kaç puanla, gelen Resmi
İlanların kaçta kaçını aldıklarını gösteren dokümanın, illerde bir basın panosu
düzenlenerek oraya asılması ya da bizzat gazetelere gönderilmesidir. Ve gazeteler de bu uygulamayı istemeli…
Böyle bir işleyiş, hem
yerel basının kalitesini arttıracak hem de şaibeye meydan vermeyecek bir
ortamda, gazetecileri daha özenli çalışmaya teşvik edecektir. Yerelde artan
kalite, geneli de harekete geçirecek ve daha özenli olmaya itecektir.
***
Günümüzde yerel basın
giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Yaygın basına görece daha
güvenilir daha samimidir. Ancak bir eksiği de göz ardı etmemek gerekir. Yerel
olmanın bir özelliği olacak ki; basın çalışanları derinlemesine bilgi sahibi
değil; bilgi kazanabileceği ve bilgisini zenginleştirebileceği ortamlar da
gelişmemiş... Basın hukuku bilgisi hiç oluşmadığı gibi, neyin nasıl
yayımlanması ve nasıl bir dil kullanılması konusunda da eğitimsiz...
Bu eksikliğin giderilmesi
için yerel kuruluşlar harekete geçmeli; ülke genelinde neredeyse her ilde bir
ve daha fazla sayıda olan dershanelerden Türkçe yazım kuralları; yine her ilde
varolan Baro’dan da, basın hukuku konusunda konferans düzenlemesi için yardım
istenmeli...
Tüm bunların
yapılabilmesi için yerel basına özel bir destekleme fonu mutlaka ayrılmalı...
Bakın o zaman mutfaktan
gelen güzel kokulara ve yemeğin tadına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder