27 Aralık 2015 Pazar

YEREL BASIN,  YAYGIN BASININ MUTFAĞIDIR...
Dün söz etmiştim manipülasyondan ve basını bekleyen tehlikelerden. Örneklerle açıklamış, bir iki yazarın görüşlerine yer vermiştim.
Ulusal basın diye nitelendirilen yaygın basın için her zaman bu tehlikenin varlığı genel kabul gören bir yaklaşım. Çünkü toplumsal kontrolün çok zayıf olduğu, birbirini tanımayan, dağınık bir okur kitlesine sahip.
Aynı zamanda iç ve dış politikanın, ekonomik gidişatın ve bilumum dengelerin içinde. Yani merkezde...
***
Yerel basın ise; toplumsal kontrolü her an ensesinde hissettiğinden oto-kontrol mekanizmasını terk edemez..
Herkesin birbirinin sülalesini tanıdığı bir çevre ile derli toplu bir okur kitlesine sahip. İç ve dış politika ile ekonomik-sosyal-kültürel faaliyetlere ilişkin verileri, merkezin taşra kurumları aracılığıyla sayfalarına taşır.
Aynı zamanda da yaygın basına buralardan veriler taşıyarak, mutfak görevini en iyi şekilde üstlenir.
Kısaca hem yerele hizmet eder, hem de geneli besler.
***
Hafta sonu yapılan EKK kongresinde, Erol Ayvaz; bir basın çalışanı, bir gazeteci tarafından kendisine şantaj yapıldığını söylemiş. Salonda bulunan gazeteciler, bu şantajcının kim olduğunu söylemesini, Balıkesir Basını olarak herkesin zan altında bırakılmamasını istemişler. Çok da doğru bir tavır sergilemişler.
Aslına bakarsanız, tüm gazeteciler, bu kişinin kim olduğunu üç aşağı beş yukarı kestirmişlerdir. Çünkü dedim ya; yerelde herkes birbirini tanır. Kimin nasıl davranacağını da bilir.
Böyle kişiler, hemen  yalnızlaştırılarak, camiaya zarar vermesinin önüne geçilir. Nasıl ki mutfakta en küçük bir hata yemeğin tadını ve kalitesini bozarsa; yerel basında da bu böyledir. Hem yemeğin tadı kaçar, hem de kalitesi bozulur...
***
Yerel basın desteklenmeli...
Yerel basın güçlendirilmeli...
Yerel basının  sıkıntıları giderilmeli...
Nasıl ki, bazı sektörler devlet desteği alıyor, ihtiyaçlarını bir takım indirimlerle sağlıyorlarsa, yerel basına da böyle bir destek yapılmalı...
Tavuk üreticilerine, yaşadıkları mağduriyetten dolayı nasıl kolaylık sağlandıysa ya da ne bileyim pamuk üreticileri, pancar üreticilerine destek alımları yapılıyorsa, yerel basına da böyle bir destek sağlanmalı.
Çünkü yerel basın, bilginin dolaşımında, bilginin yaygınlaşmasında önemli bir yere sahip...
***
Şimdi diyeceksiniz ki nerede pay, orada kavga; nerede para orada kayırma...
Haklı olabilirsiniz ama bu yargının ortadan kalkması için ne yapılması konusunda kafa yorabilirsiniz...
Bu konuda ben biraz kafa yoranlardanım.
Bilindiği gibi, ülke genelinde her ilde en az iki tane gazete çıkıyor olsa; (batı illerinde bu sayı 10’larla ifade ediliyor) Şöyle bir aritmetiksel hesaplama yapıldığında; 81 ilde 2 gazeteden toplam 162 gazete; 4 gazeteden 324 gazete eder. Bu sayı gerçek bir saptamayı yansıtmasa da bu iş kolunun ne kadar büyük olduğunu göstermeye yeter. (Eldeki son verilere göre ülke genelinde 800 küsur gazete yayımlanmaktadır.)
Bilindiği gibi, yerel basın Resmi İlanları yayımlama konusunda yetkilendirilmiş, böylece, az da olsa devlet desteğini almış; Resmi İlanların dağıtımındaki kriterler de yerel basını daha kaliteli olmaya teşvik etmiştir.
İlanların dağıtımı, yasalara uygun olarak yapıldığı takdirde; (yani puanlama esasları göz önünde bulundurularak) ne şaibe ne de kavga olur. Ne hediye alındığı, ne bazı gazetelere taviz verildiği, ne de haksız dağıtımdan pay elde edildiği konuşulur,..
Dolayısıyla, ne pay dağıtan ne de pay alan zan altında kalır.
Bir yerelde çıkan tüm gazetelere puanları göz ardı edilerek, eşit şekilde resmi ilan dağıtmak, eşitsiz bir durum yarattığı gibi, kaliteyi düşürmeyi de teşvik eden bir durumu beraberinde getirir.
O halde, şeffaf devlet politikası gereği yapılması gereken; bir ile bir ayda giren resmi ilan sayısı ve bedelini gösterir çizelgenin; hangi gazetelerin kaç puanla, gelen Resmi İlanların kaçta kaçını aldıklarını gösteren dokümanın, illerde bir basın panosu düzenlenerek oraya asılması ya da bizzat gazetelere gönderilmesidir.  Ve gazeteler de bu uygulamayı istemeli…
Böyle bir işleyiş, hem yerel basının kalitesini arttıracak hem de şaibeye meydan vermeyecek bir ortamda, gazetecileri daha özenli çalışmaya teşvik edecektir. Yerelde artan kalite, geneli de harekete geçirecek ve daha özenli olmaya itecektir.
***
Günümüzde yerel basın giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Yaygın basına görece daha güvenilir daha samimidir. Ancak bir eksiği de göz ardı etmemek gerekir. Yerel olmanın bir özelliği olacak ki; basın çalışanları derinlemesine bilgi sahibi değil; bilgi kazanabileceği ve bilgisini zenginleştirebileceği ortamlar da gelişmemiş... Basın hukuku bilgisi hiç oluşmadığı gibi, neyin nasıl yayımlanması ve nasıl bir dil kullanılması konusunda da eğitimsiz...
Bu eksikliğin giderilmesi için yerel kuruluşlar harekete geçmeli; ülke genelinde neredeyse her ilde bir ve daha fazla sayıda olan dershanelerden Türkçe yazım kuralları; yine her ilde varolan Baro’dan da, basın hukuku konusunda konferans düzenlemesi için yardım istenmeli...
Tüm bunların yapılabilmesi için yerel basına özel bir destekleme fonu mutlaka ayrılmalı...
Bakın o zaman mutfaktan gelen güzel kokulara ve yemeğin tadına...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder