1 Mayıs 2016 Pazar

Bir arpa boyu yol
Toplumların hayatında öyle yüz yılın, iki yüz yılın, hatta üç yüz yılın pek de o kadar büyük bir süre olmadığını, günümüzde insanlığın yaşadıkları gösteriyor bizlere.
İnsanoğlu aya ayak bastı, dev teknolojiler atakta, görüntülü iletişim, karıncalar bile gözlem altında… Dünyanın her tarafı bir “tık” uzaklıkta: kent, sokak, bina… Her şey karşınızda…
Robotlar aracılığıyla yapılan imalat, işgücünü hizmet sektörüne doğru kaydırarak, yeni istihdam olanakları sunmakta. Dünyada her şey altüst olurken, yeni duruma uyum sağlamak, tüm ideolojileri çatırdatmakta…
İş çok, işsizlik çok…
Dünyanın bir yarısı obezlikten, diğer bir yarısı açlıktan kırılmakta…
İnsanoğlu tombullaşırken, “O” beden prototiplerle yeni pazarlar oluşmakta…
Akıl almaz icatlara her gün yenileri eklenirken, teknolojiyi üreten devletlerle, tüketen devletler arasındaki uçurum, yaşamın her alanında biraz daha derinleşmekte; mal ve can derdi pazarı giderek kalın hatlarla ayrışmakta…
***
Saymakla bitirilmeyecek farklılıklardan bazıları, böylece sıralanabilir…
İşte tüm bu akıl almaz icatların, insanlığı ne kadar geliştirdiğini, düşünce sistemini nasıl değiştirdiğini, insanın, beyninin daha fazla bölümünü kullanmaya başladığı sonucunu getirdiğini söyleyebilmeyi çok isterdim…
Ancak bunca ilerleme(!), ne yazık ki insanın beyinsel faaliyetlerinin ilerlemesi ile doğru orantılı olarak gelişmiyor…
Dinin otoritesini sarsarak, mülkiyetin kilisenin elinden alınmış olması, milliyet kavramının zaferini kalıcı kılmıyor…
Fransız devrimini hazırlayan koşulları da işin içine katarak; hazırlanış için bir 150 yıl versek, devrim yılları ve bu güne değin geçen zaman dilimini alt alta yazıp toplasak; 1600”lü yıllardan bugüne değin geçen süre, tamı tamına 406 yıl ediyor…
Dile kolay…
Ortalama insanın ömrünün 70 yıl olduğunu varsayarsak, bir insan, yaklaşık 6 kez dünyaya gelmiş oluyor… Her dünyaya gelişinde, biriktirdiği yaşam bilgisi ile hayata başlasa; beyninin % 100’ü dolu olur…
Peki ya toplumlar?
Neden biriktirmezler ya da biriktirdiklerini neden transfer etmezler?
Bunun yanıtı elbette ki politiktir; yani başka bir dünya mümkün mü sorusuna verilecek yanıt, temel politik duruş ile ilgilidir. Ancak yazımın konusu içinde olmadığı için bu konuya değinmeyeceğim.
***
406 yıldan bu yana Din ve Milliyet kavramı savaş halinde… Gezegende, henüz tüketilememiş din kavramı da başat, milliyet kavramı da…
Hala, insanlık bunca teknolojiye rağmen, din uğruna savaşlar yapmakta, milliyet adına katliamlara imza atmakta…
En gelişmiş sayılan toplumlardan tutun da en gelişmemiş olanına kadar, kendisinin inşa ettiği ibadethanelerde, yine kendisinin koyduğu simgeler önünde tapınmakta…
Gördükleri için değil, görmedikleri uğruna savaşmakta…
Gezegeni ikiye bölen karikatür krizi, insanlığın dönüp dolaşıp geldiği durağın, aslında 406 yıl önceki durak olduğunu; milliyet kavgalarının değil hala din savaşlarının ne kadar güncel olduğunu hatırlatmakta…
406 yıl…
Dile kolay!
Döndü dolaştı yine aynı yere geldi insanlık!
Hani derler ya; “bir arpa boyu yol almak”

Lafın özü 406 yılda alınan yol bu olsa gerek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder