BU
KAFALAR DEĞİŞMELİ
Kenarda köşede oturanlar, etliye
sütlüye karışmayanların bile artık tahammülü kalmadı. Gelecekten endişe duyup,
gidişatın ve artık bir gelenek haline gelen bozukluğun üstüne giden, çorbada
benim de tuzum olsun diyen insanlar ise çıldırmak üzere…
Sivil yönetimlerin, sivil insanların
can hıraş uğraşları yok edilmekte…
Kim olursa olsun, kişinin yaptığı iş
onun namusu, onurudur; yapılan işe müdahale de onura, namusa saldırıdır. İş
başındakiler, amir memur ilişkisi içinde, bu katı hiyerarşiden zaten işlerini
yapamaz haldeler; çünkü iş yoksa hata da
yok! Önlerine iş gelirse yapıyor, iş gelmezse yapmıyorlar… İşleri ile
ilgili bir öneri dahi sunma şansları yok. Araştırma- geliştirme kurumları zaten
kısıtlı ve o da emir komuta zincirine bağlı. Adı var, kendi yok…
***
Bir hizaya sokma yarışıdır aldı yürüdü; nerede ve nasıl olursa olsun…
Geçmişte yaşanan bir olayı aktarayım:
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan ile Dönemin Cumhurbaşkanı ve
Genel Kurmay başkanı, birlikte Anıtkabir’i ziyaret ederler. Tüm televizyonlar
bu ekibin ziyaretini gösteriyor…
Anıtkabir’e giden yolda kırmızı halı
üstünde yürüyorlar. Necmettin Erbakan kırmızı halının dışından yürüyor. Genel
Kurmay başkanı eliyle işaret edip Erbakan’ı halının üzerine davet ediyor.
Siz de benim düşündüğümü düşündünüz
sanırım…
***
Lafı daha fazla uzatmadan konuya
gelelim:
“Yetiştirme Yurtları 3. Halk Oyunları
Şenliği Programı neden değişti?”
Tüm kurum ve kuruluşları kendi
imzasıyla davet ettiği bilinen bir etkinlikte, belki binlerce kişinin gözleri,
sayın Valimizi aradı... Mutlaka daha önemli işleri olduğunu biliyoruz biz de…
Vali adına etkinliğe katılan Vali
yardımcısı sayın Mustafa Erdoğan, neden Ayvalık Kaymakamı ve Küçükköy Belediye
Başkanı gibi etkinliği sonuna kadar izlemedi, bu sorunun cevabını bulmamız da
imkansızdı elbette.
Acaba yalnızca Sosyal Hizmetler Çocuk
Esirgeme Kurumu Genel Müdür Yardımcısının bakanlık adına vereceği ödüller mi alınmaya
geldi, gibi yorumlar duyulsa, herhalde en çok üzülenler de düzenleyen ilgililer
olurdu.
Bir saati aşan ödül töreni boyunca,
14 ilin yetiştirme yurtları çocuklarını saatlerce ve bir platform üzerinde
bekletmenin de herhalde kimse açıklamasını yapamazdı.
Ben, kortejde yürüyen, bekleyen ve
yorulan, kumanyasını yeme fırsatı dahi bulamayan yüzlerce çocuğun bu durumunun,
birçok işten daha önemli olacağına inanıyorum.
Balıkesir ilinin organize ettiği,
Türkiye genelinde de tek olan bu etkinliğin ikinci, üçüncü derecedeki konularla
aksatılmasının eleştiri konusu olmaması şimdi en büyük dileğim...
İzlemeye gelen kişilerin “Bu ilden ne
köy olur ne kasaba” diyeceklerini aklıma bile getirmek istemiyorum.
Asıl ödül alması gereken, gerekenler,
350 çocuğu barındıran, yediren, içiren otel sahipleri bana göre. Onların katkıları,
onların özverileri, mutlaka ödülle karşılığını bulmalı diye düşünüyorum.
***
Bu
kafalar değişmeli,
ya etkinliğin yapılmasına izin verilmemeli, ya da tüm maliyeti karşılanarak,
mülki idarenin görevlendireceği kişilerle yapılmalı…
Eğer gönül verenler ve yerel yönetim
işin içine giriyorsa, onların yapmış olduğu, kendilerince de onaylanmış
programa harfiyen uyulmalı…
Devlet halk bütünleşmesi ancak böyle
sağlanır, diğeri ise yalnızca halk
devlet için vardır geleneğinin devamı olur… Bu da hizaya getirmek anlayışından başka bir şey değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder