1 Mayıs 2016 Pazar

Doğrudan Demokrasi
Herkesimden demokrasi talepleri yükselir, herkes demokrat kesilir ya zaman zaman. Kim kendini tanımlamaya kalksa iyi bir demokrat olduğunu söylemeden geçemez her ne hikmetse. Nedir demokrasi deseniz, hemencecik pat diye söyler ilkokulda öğretilen bu cânım kavramı: halkın kendi kendisini yönetmesidir.
Oldu… Kurdun mu bir parti sağlı, sollu; girdin mi seçimlere; avazın çıktığı kadar bağırıp atıfta bulundun mu gidişata, iki şak şak, bir vah vah; al sana demokrasi…
Demokrasi deyip geçmeyiniz efendim. Çok önemli bir şeydir bu. Çok da değerlidir hani… Hiç kimse kimseye bırakamaz demokrasiyi. Gözünden kıskanır da bir türlü göstermez kimselere; kullanılmayan kitaplıkların, kullanılamayan en üst raflarında, kalın kalın süs eşyası kitapların sayfalarına hapsederiz de, bir türlü öğretemeyiz, paylaşamayız onu…
Peki, nedir demokrasi?
Bugün yaşanan haliyle Protogoras’ın dediği gibi “sayıca çokluğun, düşünen azınlık üzerindeki zorbalığı” mı?
***
Aslında insanların gelişim seyriyle ilgili olan bu kavram, coğrafyanın doğru kullanımı ve koşullarların insanileşmesiyle de yakından ilgili… Çok geniş bir coğrafyada bu kavramı insanlara kazandırmak pek mümkünmüş gibi gelmiyor bana. —Elbette burada demokrasiyi yalnızca seçimlere bağlı olarak düşünmediğim için biraz kafa yoruyorum.—
Demokrasi fikrinin gelişmesi ve içselleşmesi için, her şeyden önce doğru bir siyasi bölümlenme (il-ilçe-kasaba-köy-mahalle) gerekiyor. Çok geniş sınırlara sahip olan illerin çok iyi yönetildiğini, buralarda yaşayanların çok mutlu olduğunu söyleyemeyeceğim. Ya da ilçelerin…
Yönetebilinecek topraklar ve her alanda, her insana ulaşması gereken hizmetler, kanımca insanda farklılığa tahammülü, farklı olanı anlamaya çalışma duygusunu geliştirecektir.
Doğrudan, dolayımsız yapılan seçimler, halkın kendisini yöneteceği ve aynı zamanda da denetleyeceği bir seçim atmosferini yaratması, dolayısıyla da geleceği konusunda alınacak kararlara katılımını sağlayacağından, dinamizmi arttıracak ve insanların daha mutlu olmasına katkıda bulunacaktır.
Sonuçta, tüm arayışlar insan mutluluğu için değil midir?
***
Bandırma il olmak istiyor…
Haklı da…
Kendi geleceğini, yolunu, suyunu, toprağını kendi verdiği kararlarla değerlendirmek istiyor…
Demokratik taleplerini her platformda dile getiriyor.
Peki, bununla ilgili olarak başka ne yapıyor?
Örneğin Bandırmalıyı bilgilendirecek, il olunması halinde nelerin farklı olacağı, ne kazanacakları konusunda çalışma grupları oluşturuyor mu? Yoksa yalnızca dar alanda paslaşmayla mı yetiniliyor?
Ya da Balıkesir’de yaşayanlar, Bandırma’nın il olmasından nasıl etkilenecek, onlar bu isteme ne diyor?
Bence bu konuda referandum yapılmalı ama önce halk aydınlatılmalı…
Halk, eğer yeteri derecede bilgilenirse, inanıyorum ki kendi kaderini tayin etme konusunda taviz vermeyecek…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder