Devr-i
dalâlet
Sine-i
Millet
Birileri, bu devri “gaflet, dalâlet
ve hıyanet” devri olarak adlandırıp, milleti galeyana getirerek, ülkeyi “bütün
orduları terhis edilmiş, tersanelerine girilmiş, memleket bilfiil işgal
edilmiş…” olarak gösterme gafletinde bulunabilir…
Millet iradesinin bir ifadesi ve
demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan parlamentoyu da meşru saymayabilir…
Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni
“Cumhurbaşkanı seçme” yetisine sahip olmadığı gerekçesiyle, protesto da
edebilir…
“İrtica geliyor” diye avaz avaz
bağırabilir, bir kaşık suda fırtına yaratabilir…
Tüm bu kurguları Cumhuriyetin temel
simgeleri ile süsleyerek, milleti tam ortadan ikiye bölerek karşı karşıya
getirebilir…
Ve nihayetinde tek bir söz ile eylemi
başlatabilirler…
“Sine-i Millet”
***
Bakınız bu eylemi Mümtaz’er Türköne
nasıl yorumluyor:
“Yeni Ulusalcıların tahrikleriyle
başlayan "sine-i millet" tartışmaları, gerçekte devletin derinlerinde
bulunduğu varsayılan hassasiyetleri hedef alıyor. Muhalefet milletvekillerinin
Meclis çalışmalarını boykot etmeleri anlamına gelen "sine-i millet"
sözü, siyaset kurumunun muhalefet ayağının iflas etmesi ve er meydanının zinde
güçlere terk edilmesi demek. Böylelikle "sine-i millet"ten dem
vuranlar, aslında "sine-i devlet"e yönelmiş oluyorlar.”
Devlet Bahçeli de; Ukrayna'da,
Gürcistan'da, Kırgızistan'da vuku bulan iktidar değişikliklerinin, halk
ayaklanması modeli ile gerçekleştiğini; bu iktidar değişikliklerinin yabancı
merkezlerce planlandığını ve "sine-i millet"ten çıktığı izlenimi
verildiğini söylüyor.
CHP "demokrasi"
ile "sine-i devlet" arasında bir tercih yapıyor. CHP mütereddit, ama
yine de demokrasiden yana tavır alıyor.
Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli’nin "Sine-i millete dönülerek AKP Meclis’te
yalnızlaştırılmamalı" görüşüne destek verdiğini açıklıyor: "En
karışık konular dahi akıllı değerlendirmelerle çözülür. Demirel’den Bahçeli’ye
kadar süreci doğru okuyan pek çok önemli isim, sine-i millet olasılığının
gerçekçi olmadığını görmüş durumda" diyor.
***
Kime aitti “sine-i millet”e dönme
fikri?
Murat Yetkin’e göre “sine-i millet
tartışması CHP'den kaynaklanmadı. El altından körükleyenler arasında birkaç CHP
milletvekilinin adı geçmesi, bu durumu değiştirmez. Sine-i millet tartışmasını
başlatıp körükleyenlerin daha çok Meclis dışından olduğu, Arınç'ın da saptadığı
gibi, doğrudur. Ancak bunlar arasında MHP'nin, en azından yönetiminin olduğunu
söylemek de doğru değil.”
O halde kim bu meclis dışındakiler?
Neyi amaçlıyorlar?
Yanıtı Türköne’ye bırakalım:
“Statükodan çıkar sağlayanlar,
seçimle gelenlerin temsil ettiği değişim talebine karşı, dokunulmaz gibi
görünen devletin saçakları altında kendilerine bir yer bularak, değişimin
rüzgârına direnmeye çalışıyorlar. "Sine-i millet", yani gerçekte
"sine-i devlet" çağrısı, devlet içine çöreklenen bu iktidarın
çıkarlarını savunmak ve sürdürmeye çalışmaktan başka bir anlam taşımıyor.”
***
Şimdi her şey durulmuş görünüyor.
Sonuçta bu ülke Cumhurbaşkanını seçecek. Hem de bu meclis eliyle… Bir zamanlar
‘takunyalı’ denilerek Cumhurbaşkanlığı tartışılan Rahmetli Turgut Özal’ı
hatırlayınız…
Ne demişti?
“Alışırsınız, alışırsınız…”
Alışılmayan bir durum var oysaki: “mevcut
seçim yasası”
Seçim barajları kalkmadan yapılacak
her seçim aynı tartışmayı yine gündeme getirecek, meşruluk tartışmaları hep
sürüp gidecek…
Diyelim ki erken seçim yaptık, meclis
aritmetiği pek de değişmedi, Cumhurbaşkanı seçmeyip, “Devr-i dalâlet” deyip,
ara rejime mi geçeceğiz?
O halde iki düşünüp bir söyleyelim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder