BİRLEŞİK SOKAK MUHALEFETİ
“Fransa'da 26 yaş altındakilerin ilk
iki yılda tazminatsız ve gerekçesiz işten çıkarılmasını öngören iş yasasına
(CPE) dair kriz, 10 haftadır protestolar ve genel grevlerle ülkeyi birbirine
katan öğrenci birlikleri ve sendikaların zaferiyle sonuçlandı.”
Bu haber tüm ajanslardan, tamı tamına
böyle yansıdı bizlere.
Ne olmuştu da daha dünlere kadar ateş
topuna dönen, varoşların isyanına, talanına, yerli-yabancı kavgasına sahne olan
Fransa’da, sınıfsal bir hareketin zaferiyle sonuçlanmıştı?
İşveren lehine yürürlüğe konan
yasalara karşı, geleceğin işçileri, sendikalarla birlikte harekete geçip,
talepleri doğrultusunda 10 hafta boyunca çeşitli eylemliliklerle baskı unsuru
yarattılar. Hiçbir ülke de bu konuda görüş beyan etmedi. Fransa’ya “gelin
gençliğin sorunlarını tartışalım” demedi.
Çünkü sorun sınıf
temelindeydi. İşçi hakları ile ilgiydi... Hakça paylaşım söz konusuydu...
Sendikaların birleştirdiği işçi ve
işçi adayları parlamentoda olamayınca, haklarını Fransa meydanlarında aradı.
***
Öyle büyüdü ki olaylar... Irak’ı
aratmayan duvar dibi sorguları, coplamalar, kovalamacalar, taşlar, sopalar imza
attı eylemlere... Buna rağmen Fransa gençliği geleceğine sahip çıktı... En
azından bulduğu işte sürekli ve güvenceli bir biçimde çalışmayı sürdürmek
için...
Olaylar üniversitelerde başlayıp,
sokağa taştı. “Çok demokrat ve hoşgörülü” olarak bildiğimiz Fransız polisinin
tavrı ise malumdu. Her yerde olduğu gibi...
Ve sonunda, tüm baskılara rağmen birleşik
sokak muhalefeti kazandı...
***
Düşünüyorum da bizde yaşansaydı bu
olaylar nasıl sonuçlanırdı diye...
Birincisi, hemen üniversite
gençliğini suçlar; “bunlar okullarında okusalar ya, ne karışıyorlar devletin
işine” denirdi.
İkincisi, “vatan haini bunlar, ülkeyi
zayıflatmaya, düzeni değiştirmeye çalışıyorlar” diye saf tutardık.
Baktık olmadı, beşimiz onumuz bir
araya gelir, polisle beraber gençleri dövmeye kalkardık celladına aşık olanlar
misali...
***
Peki Fransa’da kısaca CPE olarak
adlandırılan yasayı teklif edip, imzalayanlar bizim siyasilerimiz olsaydı...
İtiraz edenler de bizim gençlik...
En küçük bir hak arama eylemini,
hemen büyütüp düzeni değiştirmekle eş değer gören, her sorunu çivi olarak
algılayıp, çekiçle gezen, vatan hainliği yaftasını hemen yapıştıran bir
zihniyetle neler olurdu dersiniz?
İnanın taş taş üstünde kalmaz, herkes
ucundan kıyısından biraz vatan haini olurdu. Gerisi ise malum...
***
Fransa’da yaşanan ve 10 hafta süren
eylemler karşısında Jacques Chirac, ay başında imzalayıp yürürlüğe soktuğu
yasayı geri çektiğini açıkladı. CPE'deki ısrarı
nedeniyle popülaritesi yüzde 25'e inen Villepin ise karar sonrası ekranlara
çıkıp, "Güçlü ve tutarlı bir reform yoluyla yüzde 22 olan genç işsizliğine
karşı hızlı hareket etmek istedim. Fakat bu çabam herkes tarafından
anlaşılmadı. CPE'nin uygulanmasını sağlayacak gerekli güven ve sükûnet şartları
ne gençlerde ne iş dünyasında oluşmadı. Üzgünüm" dedi.
***
Geri adım atmak ve gençlerden özür
dilemek...
Darısı bizim siyasilerin başına...
Demokrasi bu olsa gerek,
sorumlu siyasetçi olmak da... Yeri gelince özür dilemek, yeri gelince istifa
etmek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder