1 Mayıs 2016 Pazar

BİRLEŞİK SOKAK MUHALEFETİ
“Fransa'da 26 yaş altındakilerin ilk iki yılda tazminatsız ve gerekçesiz işten çıkarılmasını öngören iş yasasına (CPE) dair kriz, 10 haftadır protestolar ve genel grevlerle ülkeyi birbirine katan öğrenci birlikleri ve sendikaların zaferiyle sonuçlandı.”
Bu haber tüm ajanslardan, tamı tamına böyle yansıdı bizlere.
Ne olmuştu da daha dünlere kadar ateş topuna dönen, varoşların isyanına, talanına, yerli-yabancı kavgasına sahne olan Fransa’da, sınıfsal bir hareketin zaferiyle sonuçlanmıştı?
İşveren lehine yürürlüğe konan yasalara karşı, geleceğin işçileri, sendikalarla birlikte harekete geçip, talepleri doğrultusunda 10 hafta boyunca çeşitli eylemliliklerle baskı unsuru yarattılar. Hiçbir ülke de bu konuda görüş beyan etmedi. Fransa’ya “gelin gençliğin sorunlarını tartışalım” demedi.
Çünkü sorun sınıf temelindeydi. İşçi hakları ile ilgiydi... Hakça paylaşım söz konusuydu...
Sendikaların birleştirdiği işçi ve işçi adayları parlamentoda olamayınca, haklarını Fransa meydanlarında aradı.
***
Öyle büyüdü ki olaylar... Irak’ı aratmayan duvar dibi sorguları, coplamalar, kovalamacalar, taşlar, sopalar imza attı eylemlere... Buna rağmen Fransa gençliği geleceğine sahip çıktı... En azından bulduğu işte sürekli ve güvenceli bir biçimde çalışmayı sürdürmek için...
Olaylar üniversitelerde başlayıp, sokağa taştı. “Çok demokrat ve hoşgörülü” olarak bildiğimiz Fransız polisinin tavrı ise malumdu. Her yerde olduğu gibi...
Ve sonunda, tüm baskılara rağmen birleşik sokak muhalefeti kazandı...
***
Düşünüyorum da bizde yaşansaydı bu olaylar nasıl sonuçlanırdı diye...
Birincisi, hemen üniversite gençliğini suçlar; “bunlar okullarında okusalar ya, ne karışıyorlar devletin işine” denirdi.
İkincisi, “vatan haini bunlar, ülkeyi zayıflatmaya, düzeni değiştirmeye çalışıyorlar” diye saf tutardık.
Baktık olmadı, beşimiz onumuz bir araya gelir, polisle beraber gençleri dövmeye kalkardık celladına aşık olanlar misali...
***
Peki Fransa’da kısaca CPE olarak adlandırılan yasayı teklif edip, imzalayanlar bizim siyasilerimiz olsaydı... İtiraz edenler de bizim gençlik...
En küçük bir hak arama eylemini, hemen büyütüp düzeni değiştirmekle eş değer gören, her sorunu çivi olarak algılayıp, çekiçle gezen, vatan hainliği yaftasını hemen yapıştıran bir zihniyetle neler olurdu dersiniz?
İnanın taş taş üstünde kalmaz, herkes ucundan kıyısından biraz vatan haini olurdu. Gerisi ise malum...
***
Fransa’da yaşanan ve 10 hafta süren eylemler karşısında Jacques Chirac, ay başında imzalayıp yürürlüğe soktuğu yasayı geri çektiğini açıkladı. CPE'deki ısrarı nedeniyle popülaritesi yüzde 25'e inen Villepin ise karar sonrası ekranlara çıkıp, "Güçlü ve tutarlı bir reform yoluyla yüzde 22 olan genç işsizliğine karşı hızlı hareket etmek istedim. Fakat bu çabam herkes tarafından anlaşılmadı. CPE'nin uygulanmasını sağlayacak gerekli güven ve sükûnet şartları ne gençlerde ne iş dünyasında oluşmadı. Üzgünüm" dedi.
***
Geri adım atmak ve gençlerden özür dilemek...
Darısı bizim siyasilerin başına...

Demokrasi bu olsa gerek, sorumlu siyasetçi olmak da... Yeri gelince özür dilemek, yeri gelince istifa etmek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder